« Turkey has a rough road ahead | Main | Թուրքիան դժվարին ճանապարհ ունի անցնելու »

Türkiye’nin İşi Zor

Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gerçekleri tek başına, piyasalardaki yaz canlanmasının canına okurdu. Rusya’nın Türkiye’nin arka kapısı Gürcistan’ı işgali de bunu kesinleştirdi.

Ulusal 100 Endeksi Haziran başından 4 Ağustos’taki Anayasa Mahkemesi’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kapatmama kararına kadar hızlı bir seyirle yüzde 28 değer kazandı. İndeks o zamandan beri 43.000 seviyesinden 41.500’e kadar geriledi. Bu ay 2006’nın ilk yarısından beri 43.000 seviyesine esneyen en düşük alt direniş sınırının yaşandığı ay oldu.

Türkiye yeni ve bağımsız bir dış politikayı detaylandırmaya çalışıyor. Bunun başarılı olabilmesi için iki şey zorunlu. Bunlar kendi uluslararası bölgesinin–Gürcistan işgali bunun olabilirliğini eskisine göre daha da azalttı- ve iç politikasının durulması. Bu da belirsiz.

Hükümet, Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltırken aynısını İran’la artıracağı umuduyla İran’la enerji bağlarını genişletme yollarını arıyor. Buna rağmen Türkiye’nin yakın zamandaki Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu (CSCP) önerisinde İran’ın olmaması gözlerden kaçmadı. Platform; Türkiye, Rusya ve 3 Güney Kafkasya ülkesini içerecek. En azından gözlemci sıfatıyla ABD ve diğerlerinin de katılımı bekleniyor.

Bu forum yeni bir fikir değil. CSCP, Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in 1999-2000’de önerdiği ancak yerine Ankara’da iş başına gelen ve ezeli rakibi Bülent Ecevit başkanlığındaki hükümet tarafından rafa kaldırılan Kafkasya İstikrar Paktı’yla aynı düşünce.

Net olan tek şey CSCP girişimi birçok oyuncu için sürpriz oldu. Bu vahim bir kusur değil ancak kesinlikle yeterince iyi hazırlanmadığının bir işareti. Özellikle, ilgili bölgesel ve trans-bölgesel organizasyonlar içinde nereye oturacağı açık değil ya da bugünün tabiriyle “katma değeri”nin ne olacağı.

Bir Türk analistinin ileri sürdüğü gibi Erdoğan, Türkiye’nin doğusundaki ekonomik durumu düzeltme amacıyla doğu komşusu Ermenistan’la ilişkileri geliştirmek için siyasi bir kılıf arıyor. Öneriyi tartışmak için Bakü’ye gitme nedeni de bu. Ermenistan’ın kendi doğu komşusu Azerbaycan eskiden olduğundan daha az bu fikre muhalif zira Türkiye’nin ambargosu sadece Ermenistan’ın Rusya’ya bağımlılığını artırdığı açık.

(Ambargo, Karabağ sorunu nedeniyle 1990’ların başlarında uygulamaya konuldu.) Ancak Erdoğan, Batı’nın bölgedeki etkisini azaltmak için Rusya’nın CSCP’ye katılımından memnuniyet duyacağı izlenimini yaratırken risk alıyor.

Aynı izlenim geçtiğimiz hafta İran Devlet Başkanı Mahmut Ahmedinecat’ın karşılamasındaki sıcaklıkla ziyadeleşti. Birçok şeyin yanında Atatürk’ün hatırasına saygı göstermekten kaçınmasına izin verdi. Anıtkabir ziyareti Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna bir saygı göstergesi olarak tüm diplomatik ziyaretlerde zorunlu bir görgü geleneği. Bir de büyük bir Türk camisindeki namazın kameralara alınması var. Türk köşe yazarları bu son jestin, modern Türk siyasi laikliğinin ötesinde, İslami dini geleneklerinin samimiyetine tecavüz ettiğine işaret etti.

Ziyaret bir enerji anlaşmasıyla neticelenmedi ancak kimse bunun İran’ın nükleer programına muhalif ABD’nin baskının sonucu olduğunu düşünmesin. Daha çok, Türkiye enerji bakanlığının açıkladığı gibi sorun Tahran’ın buy-back kontrat şartlarındaydı. İran petrol bakanı Türkiye’nin “buy-back kontratları kültürü hakkında bilgi sahibi olmadığını” karşılığını verdi. Ona göre, “kontratın tavan fiyatı hassasiyetlerin yerine getirilmesinden sonra belirlenir”. Söylenmesine bile gerek yok, bu teamüllere aykırıdır. Tıpkı Türkiye’nin İran’ın eski kontratlarını yerine getir(me)mesiyle ilgili yılların deneyiminden sonra bilgi sahibi olmaması gibi.

Türk ekonomi danışmanları emtia fiyatlarının yükselmesinden, finansman masraflarından ve üretim garantisinin ve sigorta maliyetlerinin yokluğundan kaynaklanan tehlikeleri doğru şekilde tespit etti. Ayrıca İran devletinin anayasası herhangi bir uluslararası mahkemenin yetkisini ya da tahkim sürecini yasaklar. Sadece Türkiye değil enerji sektöründeki tüm potansiyel yabancı yatırımcılar İran’da aynı engellerle karşı karşıya. Batı yatırımı olmadığı için İran’ın suçlayacağı tek kişi kendisi.

Türkiye’nin CSCP girişimi, Rusya’nın Gürcistan işgalinin yeni Güney Kafkas enerji boru hatlarını imkânsızlaştırmasını önleme adımı. Rus birlikleri Gürcistan’ın Karadeniz kıyısındaki Azerbaycan’a ait enerji altyapısını yok etmedi ancak bazı haberler Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev’in Rus meslektaşı Dimitri Medyevev’i telefonla arayarak durumu önlediğini bildirdi. Türkiye’nin Akdeniz sahilinde sonlanan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı, Rusya işgale başladığında PKK’nın üstlendiği bir sabotaj nedeniyle kapalıydı.

Hazar Denizi’nin doğusundaki Kazakistan ihraç petrolü Gürcistan üzerinden trenle geçer. Daha bu hafta böyle bir tren yeni onarılmış doğu-batı demiryolu üzerindeki Rus işgalinin öncesinde olmayan bir mayına çarparak patladı. Yıllar süren görüşmelerden sonra Kazakistan bu yaz Azerbaycan’la Cengiz ve Kashagan yataklarındaki ham petrolü BTC boru hattına bırakma şartlarında anlaştı.

Bu da tıpkı Kazakistan’ın güney komşusu Türkmenistan’dan gelen Güney Kafkasya üzerinden Türkiye’ye ve oradan da Avrupa’ya geçen trans-Kafkas gaz boru hattını olduğu gibi sıkıntıya soktu. Benzer şekilde Rus enerji devi Gazprom, yabancı pazarlara Rusya üzerinden pazarlamak için Azerbaycan’ın tüm doğal gaz üretimini satın alma teklifi, Rusya’nın Gürcistan toprağı üzerindeki varlığı şartları altında yeni bir görünüm kazandı.

Türkiye, Rusya’nın Gürcistan işgali öncesinde bile zor bir ekonomik yolu vardı. Ülkenin uzun vadeli dış borcu yatırım seviyesinin birkaç puan altında. Hiçbir girişim hükümetin karşı karşıya olduğu büyük ekonomik problemi çözmeye yardımcı olamaz. 2002’de (Erdoğan’ın partisinin başa geldiği yıl) 1,5 milyar dolar cari açığı, 2007’de 37 milyar dolara çıktı ve sene sonunda 50 milyar doları aşması bekleniyor.

Bugünlerde özellikle Kafkas/Karadeniz bölgesinde boru hatları büyük para getiren işler değil. Daha çok bunlar taşınan gaz ya da petrole sahip konsorsiyumlara bir hizmet olarak görülüyorlar. CSCP, Türkiye’nin son 6 yılda yerel finansal ve sosyal evriminden kaynaklanan temel ekonomik sorunlarını çözmeyecek. Tüm dünyada ekonomik darboğazın yeni başladığı bağlamında manzara iyimser olamaz.

See reprint info if you want to reproduce anything in any medium.
URL:  http://www.robertcutler.org/blog/2008/08/turkiyenin_isi_zor.html
Turkish translation by TimeTurk from Turkey Has a Rough Road Ahead, Asia Times Online, 28 August 2008).


RSS feed Atom feed Follow Facebook Networked Blog Twitter
notification

About

This page contains a single entry from the blog posted on August 28, 2008 11:00 AM.

The previous post in this blog was Turkey has a rough road ahead.

The next post in this blog is Թուրքիան դժվարին ճանապարհ ունի անցնելու.

Many more can be found on the main index page or by looking through the archives.

Powered by
Movable Type 3.33